19 Eylül 2016 Pazartesi

PROYEN (Proje Yönetimi ve Yenilik Yönetimi Yetkinlik Değerlendirmesi Modeli)










PROYEN (Proje Yönetimi ve Yenilik Yönetimi Yetkinlik Değerlendirmesi Modeli)

o   Hali hazırdaki  proje yönetimi yeteneklerinizi, yenilik yönetimi yeteneklerinizi saptıyor,

o   Yenilik yönetimi ve proje yönetimi  alanlarındaki kapasitenizi, başarım (performans)  ve yetkinlik düzeylerinizi belirliyor,

o   Gereksinim analizleri ile birlikte geliştirilmeye açık alanları tanımlıyor,

o   İnovasyon ve proje yönetimi süreçlerinin iyileştirmesine yönelik önerilerde bulunuyor,

o   Geleceğe dönük strateji  ve eylem planları sunuyor

PROYEN; yetkinlik değerlendirmelerini birbirini bütünleyen iki özgün alt model ile gerçekleştiriyor :


Ø    Kurumsal Yenilik (inovasyon) Yönetimi Yetkinlik Değerlendirmesi Modeli:

Firmaların; yenilikçilik (inovasyon) ve teknolojik yeteneklerinin uzmanlarca bütünsel ve sistematik bir yaklaşımla  gözden geçirilmesi ve değerlendirilmesi ile güçlü ve zayıf yönlerinin ve olası gelişme alanlarının belirlenip strateji ve eylem planının oluşturulmasını sağlıyor.


Modelde inovasyon süreci 8 ana başlıkta (Liderlik ve Kültür, Pazarlama ve Müşteri İlişkileri, Ürün ve Hizmet Geliştirme, Süreç Yönetimi, Teknoloji Yönetimi, İşbirlikleri ve Ortaklıklar, İnsan Kaynakları ve Beceriler, Finansal İş Mükemmeliyeti) incelenip değerlendirilmektedir.

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Yenilik ve Proje Yönetiminde Yetkinlik

T.Bilgehan Gürlek
Endüstri Yük. Mühendisi
bilgehangurlek@gmail.com

Proje yönetiminde yetkin kuruluşlar “yenilik”te de ileri
Yeni ürün-servis geliştirme, süreç yenileme, teknoloji geliştirme vb. eylemlerin hemen hemen hepsi gerçekte, birer proje olarak nitelenebilir. Bu anlamda projelerin etkin yönetimi, yenilik (inovasyon) için yaşamsaldır. Rekabet edebilirlik, verimlilik ve yenilik kapasitesi söz konusu olunca firma/kurum ölçeğinde ürün yeniliği ve teknolojik yenilik yetenekleri yanısıra, projelerin yeteri kadar yenilikçi yöntemlerle yönetilip yönetilmediği de önemli bir etken olarak gündeme gelmektedir. “Firmaların/kuruluşların proje yönetim yetenekleri yeteri kadar yenilikçi mi ?” sorusunun yanıtı, kuruluşun uzun erimde sergileyeceği başarımın (performansın) ve ayakta kalıp kalamayacağının en önemli göstergelerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır.
Uluslararası Proje Yönetim Enstitüsü (PMI)’nün bir yayını olan PMWorldToday1 Dergisi’nde 2009 yılında yayınlanan bir makalede “Proje Yönetimi” yöntem ve tekniklerini kullanan ülkelerin daha yenilikçi olup olmadığı araştırılmış: bu amaçla, ülkelerin “Proje Yönetim Göstergeleri” (Project Management Score Index) ve “İnovasyon Göstergeleri” karşılaştırılmış.
“Proje Yönetimi” uygulamalarının yaygınlığını ölçmek için ülke kuruluşlarının sahip olduğu “proje yönetimi sertifikası” sayısı ve düzeyi (level of certificate) kullanılmış. 2008 yılı verileri temel alınarak yapılan analiz sonucuna göre sertifikalandırma açısından Kuzey Amerika ve Avrupa başı çekerken; Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerde önemli ilerlemeler görülmektedir.”Proje Yönetim Göstergeleri” tablosunun bizim açımızdan ilgi çeken yanı Türkiye ile ilgili herhangi bir veri bulunmamasıdır
“İnovasyon Göstergesi” olarak ise, A.B.D, Kanada, Japonya, Avustralya ve AB ülkeleri de içinde olmak üzere toplam 37 ülkenin yenilik performansının karşılaştırıldığı EIS (European Innovation Scorecard) kullanılmış. “İnovasyon Göstergeleri” 2008 yılı sonuçlarına bakıldığında İsveç ve İsviçre en yukarıda yer alırken, Türkiye ve Romanyanın en alt sırada yer aldıkları görülmektedir.
Ülkeler temelindeki “Proje Yönetim Göstergeleri” ve “İnovasyon Göstergeleri” verileri bir grafik üzerinde karşılaştırıldığında şekil 1’deki sonuçlar ortaya çıkmıştır. 
1PM World Today, April 2009, Vol XI, No. IV





6 Temmuz 2016 Çarşamba

Yenilik, Kurumsal Yetenekler ve Sistem Yaklaşımı

T.Bilgehan Gürlek
Endüstri Yük. Mühendisi
bilgehangurlek@gmail.com

Üretkenliğin arttırılmasında, insan kaynaklarının eğitimi, yenilik (inovasyon) ve Ar-Ge’ye yapılan yatırımlar önemli olmakla birlikte tek başına yeterli olmamaktadırlar.  Yönetsel süreçler, örgütsel yapılanma ve karar verme mekanizmaları geliştirilip yetkinleştirilmeden elde edilecek üretkenlik artışları sınırlı kalmaktadır. Ar-Ge ve yenilikçi çabaların başarıya ulaşması için; inovasyon yönetiminde “sistem yaklaşımı” nın kullanımı göz ardı edilemeyecek bir noktadır. Ar-Ge ve inovasyon hedeflerine ulaşılabilmesi için yapılan kamu ve özel kesim yatırımlarının ve sağlanan finansal desteklerin tek başına- sistemin diğer ögeleri göz önüne alınmaksızın- sağlayacağı gelişme ve sonuçların kısıtlı olması kaçınılmazdır. Salt desteklerdeki artışla elde edilecek geliştirme ve sonuçların yetersizliğine ve sınırlılığına örnek olması açısından 12 Ocak 2014 tarihinde basında çıkan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı’nın “para var, proje yok” açıklaması verilebilir. Kamu kaynaklarınca sunulan finansal destek miktarlarının giderek arttırılmasına karşın, firma ve kuruluşlarca geliştirilen proje hacminin(burada salt nicelik açısından bir değerlendirme yapılmakta, nitelik değerlendirmesine hiç girilmemiştir) oldukça yetersiz kalmış olması, var olan kapasitenin yeterince değerlendirilememiş olması sorgulanmaya değer bir konudur. Bu konuda gelişme sağlayabilmek için, öncelikle yenilik sürecinde yer alan  kuruluşlarda yenilik ve Ar-Ge gereksinimi bilinci, farkındalığı yaratılmalı ve yeterli istem (talep) oluşturulmalıdır. Sonrasında, konulan hedeflere ulaşmada etkili olabilecek içsel ve dışsal ögeler bütünsel bir bakış açısıyla ele alınmak durumundadır. Bu öğelerin en başta gelenlerinden birisi de şu ana kadar ülkemizde yeterince üzerinde durulmayan, kurumsal bellek diye de niteleyebileceğimiz “teknolojik ve kurumsal yetkinlikler” dir. Ar-Ge ve inovasyon yatırımları,  ancak kurumsal yetkinliklerin yükseltilmesi ile desteklendiği durumlarda üretkenlikte ilerlemeler sağlanabilmektedir.
Yeni bir fikrin ortaya çıkması, ürünün geliştirilmesi, kullanıma sunumu vb. şeklinde özetlenebilen inovasyon sürecinde; “yönetsel etkinlikler”, “yürütülen projeler” ve “destek etkinlikleri” başlıca içsel ögeler arasındadır. Karşılıklı etkileşim içinde bulunulan önemli bir dış etken ise “ işbirlikleri ve ağ yapılanmalar” dır. Bu öğelerde içerilen “kurumsal ve teknolojik yetenekler” temel olarak üç alt başlıkta incelenebilir: İnsan kaynakları (İK), Kurumsal Yetenekler, İşbirlikleri ve Ağ Yapılanmalar.
Teknolojik yeteneklerin firma ve kuruluşlarca yurt içinde geliştirilmeleri temel olmakla birlikte, makinalara ve donanıma gömülü olarak ve bilgi teknolojileri olarak yurt dışından transfer edilmek yoluyla edinilmeleri de mümkündür. “Kurumsal yeteneklerin” ise bir kısmının ülke dışından edinilmesi olanaklı olmakla birlikte, önemli bir bölümünün aktarımı (transferi) çok güç, hatta olanaksız olup; ülke içindeki sanayi kuruluşları (firmalar) , üniversiteler ve araştırma kuruluşları tarafından özellikle geliştirilmesi gereği, olmazsa olmaz bir koşuldur.  Özellikle, insan kaynakları, yönetim yetkinlikleri benzeri kurumsal yetenekler ile işbirlikleri ve ağ yapılarda saklı yeteneklerin aktarımı oldukça güçtür.

6 Haziran 2016 Pazartesi

Hem Yaratıcı Hem Verimli Olmak Mümkün mü ?


-      “Yalın İnovasyon”  ile evet

İnovasyon sürecinde “yalın yaklaşım” hem yenilikçi hem verimli olmayı sağlıyor.

Bilginin verimli bir biçimde yaratıcı süreçlere ve çıktılara dönüştürülmesi olan Yalın İnovasyon ;

Ø  Doğru işin yapılması (amaca uygun)

Ø  İşin doğru yapılması (etkin ve verimli)

Ø  İşin daha iyi yapılması (Sürekli iyileştirme) 
İle özetlenebilir :

Yalın İnovasyon ile  “düzen ve yaratma özgürlüğü” , “planlama ve doğaçlama” “değişkenlik ve kararlılık (değişmezlik)” ; çelişkileri ve karşılıklı etkileşimleri içerisinde bir arada ve aynı anda gerçekleşir. Yapısal çerçeve eksikliği ve düzensizliğin olumsuz etkileri giderilerek verimliliği artıracak dengeler kurulur.




Yalın yöntemler inovasyon için gerekli serbest kaynak yaratırlar: insan, yer,zaman, para vb. kaynakların inovasyon ve yaratıcı etkinliklerde kullanabilmesi olanakları artırılır.Kaynakların kısıtlılığı göz önüne alındığında aynı miktarlardaki çıktıların daha az girdi ve kaynak ile üretilebilmesi “yalın inovasyon”un sağladığı verimlilik artışları ile sağlanabilmektedir. Ekonomi,toplumsal yaşam ve ekolojik çevrenin bir bütün olarak ele alındığı sistem yaklaşımı çerçevesinde daha az kaynak tüketimine yol açan “yalın yaklaşım ve inovasyon”  yerkürenin sürdürülebilirliği açısından yaşamsal önem taşırlar.