bilgehangurlek@gmail.com
“Sevgi
bilgeliktir”
Bertrand Russel
Bertrand Russel
“Sanayi 4.0” ile ortaya
çıkan teknolojilerin ve yapay zeka uygulamalarının kısa erimde teknolojik
işsizliğe, uzun erimde ise insanın büyük ölçüde teknolojinin denetimi altına
girmesine, dahası yapay zekanın tümüyle insanın yerini almasına yol açması
olasılığı vardır.
Sayısal teknolojiler, robotlar, nesnelerin interneti, yapay zeka vb. uygulamalar ile çoğunlukla üretim maliyetlerinin düşürülmesi, verimliliğin artırılması ön plandadır. Bu hedefe yönelik olarak, teknoloji kullanımının-gerekli, gereksiz- insanın yerini aldığı, salt teknolojik çözümlere odaklanıldığı görülmektedir. Bu noktada “acaba kapitalizm insanın üretim sürecinde devre dışı bırakıldığı yeni bir ekonomik aşamaya mı geçmek istemektedir ?” sorusu akla gelmektedir.
Diğer yandan yapay zeka, robotlar vb ile insanı saf dışı bırakmanın tersi uygulamalar da gözlenmekte. Toyota (1)’ daki üretim sürecinin belli bölümlerinde robotların yerine insan kullanılmasına başlanması şeklindeki son uygulamalar buna örnek olarak verilebilir: Toyota, insanı odak noktasına yerleştiren Yalın Düşünce’den yola çıkarak insanın robotlar tarafından değiştirilecek nesneler olarak değil, süreçleri iyileştirecek bireyler olarak yer alacağı üretim süreçleri tasarlamaktadır. Ancak süreçlerin insanlar tarafından iyileştirilmesi sonrasında otomasyona geçilmektedir. Böylece, insanın bir anlamda üretim hattına geri dönüşü gerçekleşmektedir.
Yaratıcılığımız engelleniyor mu ?
Sayısal teknolojiler, robotlar, nesnelerin interneti, yapay zeka vb. uygulamalar ile çoğunlukla üretim maliyetlerinin düşürülmesi, verimliliğin artırılması ön plandadır. Bu hedefe yönelik olarak, teknoloji kullanımının-gerekli, gereksiz- insanın yerini aldığı, salt teknolojik çözümlere odaklanıldığı görülmektedir. Bu noktada “acaba kapitalizm insanın üretim sürecinde devre dışı bırakıldığı yeni bir ekonomik aşamaya mı geçmek istemektedir ?” sorusu akla gelmektedir.
Diğer yandan yapay zeka, robotlar vb ile insanı saf dışı bırakmanın tersi uygulamalar da gözlenmekte. Toyota (1)’ daki üretim sürecinin belli bölümlerinde robotların yerine insan kullanılmasına başlanması şeklindeki son uygulamalar buna örnek olarak verilebilir: Toyota, insanı odak noktasına yerleştiren Yalın Düşünce’den yola çıkarak insanın robotlar tarafından değiştirilecek nesneler olarak değil, süreçleri iyileştirecek bireyler olarak yer alacağı üretim süreçleri tasarlamaktadır. Ancak süreçlerin insanlar tarafından iyileştirilmesi sonrasında otomasyona geçilmektedir. Böylece, insanın bir anlamda üretim hattına geri dönüşü gerçekleşmektedir.
Yaratıcılığımız engelleniyor mu ?
Artan teknolojik
gelişimlerle birlikte oluşan çok büyük miktardaki veri ve bilgi birikimine
karşılık zamanımızı daha fazla yaratıcı etkinliklere ayırmakta olduğumuz
oldukça kuşkuludur. Akıllı telefonlar, sosyal medya vb. uygulamaları hızımızı
artırıp yaşamımıza bazı kolaylıklar getirirken bizi daha çok meşgul etmekte,
gereksiz konularda zaman harcamamıza neden olarak dikkat dağınıklığına yol
açabilmektedir. Burada “teknoloji için teknoloji” yaklaşımı ile oluşabilecek teknoloji bağımlılığının insanın
yaratıcı çalışmalara odaklanmasını engellemesi, giderek insanı teknolojinin
kölesi haline getirmesi olasılığından gözardı edilmemesi gereken bir tehlike
olarak söz edilebilir.
Teknolojinin buyruklarına
tümüyle uymak zorundamıyız ? Yoksa var olan bilimsel ve teknolojik bilgi
birikiminin de eksikleri, yanlışları olabileceğini unutmaksızın yapay zeka da
içinde olmak üzere teknolojinin getirdiklerini bilinçli akıl süzgecinden geçirmeliyiz ?
Yapay zeka ile bilinç arasında fark vardır: Yapay zeka hedef ve girdiler verildiğinde doğru çözümü hızla bulma yeteneğine sahiptir Bilinç ise öznel deneyimle, yani, duygular ve sezgiler ile ilintilidir. Mutluluk, sevinç ve üzüntü gibi duygularla yaşananlar öznel deneyimi oluşturur. İnsanın karar verirken akıl-duygu birlikteliğinin sinerjisinden yararlanması yapay zekaya göre en önemli farklılıklarından- ya da üstünlüklerinden- biridir. Yapay zekanın mutluluk, üzüntü vb. duygulara sahip olup olamayacağı, insan düzeyine erişip erişemeyeceği konusunda çok farklı görüşler bulunmakta (2). Yapay zekanın hiçbir zaman insanın yerini alamayacağını ileri sürenler ya da insanın ileride tümüyle yapay zekanın denetimine gireceğini savunanlar bunlar arasında sayılabilir.
Yapay zeka insanın kontrolünü tamamen ele geçirdiğinde insanın ikinci sınıf bir varlık haline gelip gelmeyeceği ya da belli seçkin gruplar yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesini ve kullanımını kontrol altında tuttuğunda demokrasi karşıtı hegomanyaların oluşup oluşmayacağı gelecekteki belirsizlikler olarak önümüzde durmaktadır.
Yapay zeka ile bilinç arasında fark vardır: Yapay zeka hedef ve girdiler verildiğinde doğru çözümü hızla bulma yeteneğine sahiptir Bilinç ise öznel deneyimle, yani, duygular ve sezgiler ile ilintilidir. Mutluluk, sevinç ve üzüntü gibi duygularla yaşananlar öznel deneyimi oluşturur. İnsanın karar verirken akıl-duygu birlikteliğinin sinerjisinden yararlanması yapay zekaya göre en önemli farklılıklarından- ya da üstünlüklerinden- biridir. Yapay zekanın mutluluk, üzüntü vb. duygulara sahip olup olamayacağı, insan düzeyine erişip erişemeyeceği konusunda çok farklı görüşler bulunmakta (2). Yapay zekanın hiçbir zaman insanın yerini alamayacağını ileri sürenler ya da insanın ileride tümüyle yapay zekanın denetimine gireceğini savunanlar bunlar arasında sayılabilir.
Yapay zeka insanın kontrolünü tamamen ele geçirdiğinde insanın ikinci sınıf bir varlık haline gelip gelmeyeceği ya da belli seçkin gruplar yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesini ve kullanımını kontrol altında tuttuğunda demokrasi karşıtı hegomanyaların oluşup oluşmayacağı gelecekteki belirsizlikler olarak önümüzde durmaktadır.