4 Şubat 2019 Pazartesi

Döngüsel Ekonomi ve Yavaş-Akıllı Kentler


Bilgehan Gürlek
bilgehangurlek@gmail.com

Döngüsel Ekonomi ile  hammadde, enerji, su, toprak gibi doğal kaynakların tüketimine dayalı bir ekonomik büyüme ve gelişmeden vazgeçerek- ya da tüketimini en aza indirerek- çevrenin korunması amaçlanmakta. Dünya Ekonomik Forumu (WEF)’nca hazırlanan “Şehirlerde Döngüsel Ekonomi” raporuna (1) göre şehirlerde yaşayanların oranı 1900-2015 yılları arasında % 14’ten % 54 yükselmiş durumda. Bu oranın 2050 yılında % 66’ya kadar çıkması bekleniyor. Günümüzde, küresel gayri safi çıktının % 80’i kentlerde yaratılmaktadır. Şehirler toplam enerjinin % 60’nı tüketirken, sera gazı emisyonları ve atık üretiminde % 70’lik bir paya sahiptirler. Bu eğilimin sonucu olarak doğal kaynaklar hızla tüketilmektedir.
Son yıllarda, gelişmiş ülkelerde akıllı kentler (smart cities ) uygulamalarının yaygınlaştığı görülmekte. Büyük veri, yoğun bağlantısallık (mobil ağlar), algılayıcı kullanımı vb. dijital tekniklerin yaygınlaşması ile birlikte her türlü hareketin ve alanın izlenip denetlenmesi akıllı şehir’lerin ayırdedici karakteristiklerindedir. Anlık veri aktarımı, bilgi işleme ve nesnelerin internetine dayanan yeni iş modelleri ile şehir sakinleri, yerel yönetimler ve iş yerleri arasındaki bilgi paylaşımı artırılmaktadır. Çözümleme, karar verme, planlama ve denetim aşamalarında “verimliliği” ve “hızı” artırmak ana hedeftir. Kentsel üretim ve tüketimin arttığı , teknoloji kullanımının oldukça öne çıktığı akıllı şehir uygulamaları sürdürülebilirlik açısından mercek altındadır. Akıllı kentler israfı, atıkları, gereğinden fazla üretim ve tüketimi, toplumsal eşitsizliği azalttığı ölçüde sürdürülebilir ve döngüsel ekonomi ile uyumlu olacaklardır. Yapay zeka vb. teknolojilerin fazlaca öne çıkarıldığı günümüzde, gereksiz teknoloji kullanımından kaçınarak insana öncelik veren, daha az kaynak tüketimini ve çevresel sürdürülebilirliği hedefleyen “Yalın Kent” yaklaşımı ile akıllı kentler gerçekten akıllanabilirler.