28 Ağustos 2018 Salı

Dijitalleşme ve Verimlilik Paradoksu


Bilgehan Gürlek
Endüstri Yük. Mühendisi
bilgehangurlek@gmail.com


Sayısal (dijital) teknolojiler tüm dünyada iletişimi ve operasyonel süreçleri çok ciddi oranlarda hızlandırırken, bu hızın verimlilik artışlarına aynı oranda yansımadığı görülmekte. 2004 yılından bu yana küresel verimlilik artışları önceki 10 yıla göre yarı yarıya azalmış durumda (1). Üstelik bu azalış hem imalat kesiminde hem hizmet kesiminde, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde kendini göstermekte.Özellikle gelişmekte olan ülkelerde cep telefonu ve internet kullanımının hızla yaygınlaşmasına karşın, dijital teknolojilerin üretici sektörlerde yayılımı düşük kalmakta, üretkenlik artışlarında yavaşlama gözlenmektedir.

Verimlilik ya da üretkenlik en genel tanımıyla emek, sermaye vb. girdilerin ne etkinlikte çıktılara dönüştürüldüğünün ölçülmesidir. Üretkenliği belirleyen ana etmen “teknoloji”- hem fiziksel teknoloji hem de iş süreçleri, iş modelleri ve örgütsel yapılardan oluşan örgütsel sermaye- dir.

Dijitalleşmeye karşın verimlilik artışındaki azalış bir kaç etkene bağlanabilir:
Son dönemlerde “ücret”ler ile “üretkenlik” arasındaki paralelliğin bozulduğu, ücret artışlarının üretkenlikteki artışların çok altında kaldığı bilinmektedir. Gelir dağılımında eşitsizlikler artmakta ve bağlı olarak talep düşüşleri yaşanmaktadır. Dijitalleşme ile birlikte emek verimliliği- birim işgücü başına elde edilen çıktı - artarken, dijital teknolojiler işgücünün yerini almaya başlamıştır. Ücretlerin düşmesiyle birlikte azalan tüketim ve düşen talep nedeniyle üretimde azalmalar, verimlilikte yavaşlamalar görülmektedir. İşsizlik krizini önlemek için azalan üretim miktarlarını aynı işgücü düzeyleriyle sürdürme politikaları sonuçta çalışan başına çıktı miktarlarını düşürerek verimlilik oranlarını düşürmektedir. Dahası, dijitalleşmeyle birlikte orta sınıfların yok olma olasılığı da gündemdedir.