T.
Bilgehan Gürlek
Endüstri
Yük. Mühendisi
bilgehangurlek@gmail.com
Geleceğe
bakış: Üst düzey yetenekliler dünyasına gidiyoruz, yetenek azlığı ve teknolojik
işsizlik
“Endüstri 4.0”
dönüşümünün beraberinde işsizlik getirip getirmeyeceği oldukça tartışmalı bir
konu olarak gündemde. Yapılan bazı araştırmalarda “Endüstri 4.0” ile birlikte
ortaya çıkacak siber-fiziksel sistemler ve teknolojik yeniliklerin (robotlar,
yapay zeka, nesnelerin interneti vb.) gerektireceği yeni yetenekler ve
uzmanlıklar yoluyla yeni iş gücü
talepleri yaratılacağı öngörülürken; eski yetenek ve uzmanlıkların bir kısmının
yok olması sonucunda “teknolojik
işsizlik” ile karşı karşıya kalınması da beklentiler arasındadır.
Shanghai (Çin)’de bir
elektronik fabrikası şimdiden iş gücünün üçte ikisini robotlarla değiştirmiş
bulunmakta ve gelecek yıllarda % 90 oranında otomasyonu hedeflemekte. Çin’in
gelecek yıl içerisinde Amerika ve Almanya’dan daha fazla sanayi robotu
kullanıyor olacağı kestirilmekte. Bir Dünya Bankası raporuna göre gelişmekte olan
ülkelerdeki tüm işlerin üçte ikisinin otomasyon ile karşı karşıya kalacağı ve bu
oranın gelişmiş ülkelerdekilerden daha fazla olması beklenmektedir. Dünya
Ekonomik Forumunun 2016’da yayınlanan bir raporuna göre 2020 yılına kadar 15
sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkede ağırlıklı beyaz yakalı çalışanlar olmak
üzere 5 milyona yakın iş kaybının yaşanacağı kestirilmektedir (1).
Yaratılacak “işte
kullanma” (istihdam) miktarının kaybedilecek olandan daha fazla olup olmayacağı
konusu bugünlerde oldukça tartılışan bir konudur. Geçmişte yaşanan endüstri
devrimlerinde de işsizlik ile ilgili benzer karamsar tabloların ortaya
konulduğu, fakat, eninde sonunda, yaratılan işlerin iş kayıplarının üstünde
gerçekleştiği, iyimser ekonomistlerce öne sürülen savlardandır. Buna karşılık,
bu kez durumun farklı olduğu, işlerin üçte ikisinin makinalarca değiştirilmesi
tehdidi ile daha önce hiç karşılaşılmadığı, yaratılacak yeni iş alanlarının
çoğunlukla üst düzey yetenek gerektiren işler olacağı, net iş kayıpları
olasılığının yüksek olduğu görüşü de ciddi olarak dile getirilmektedir.