T.Bilgehan Gürlek
Endüstri Yük.
Mühendisi
bilgehangurlek@gmail.com
Üretkenliğin arttırılmasında,
insan kaynaklarının eğitimi, yenilik (inovasyon) ve Ar-Ge’ye yapılan yatırımlar
önemli olmakla birlikte tek başına yeterli olmamaktadırlar. Yönetsel süreçler, örgütsel yapılanma ve karar
verme mekanizmaları geliştirilip yetkinleştirilmeden elde edilecek üretkenlik
artışları sınırlı kalmaktadır. Ar-Ge ve yenilikçi çabaların başarıya ulaşması
için; inovasyon yönetiminde “sistem yaklaşımı” nın kullanımı göz ardı
edilemeyecek bir noktadır. Ar-Ge ve inovasyon hedeflerine ulaşılabilmesi için
yapılan kamu ve özel kesim yatırımlarının ve sağlanan finansal desteklerin tek
başına- sistemin diğer ögeleri göz önüne alınmaksızın- sağlayacağı gelişme ve
sonuçların kısıtlı olması kaçınılmazdır. Salt desteklerdeki artışla elde
edilecek geliştirme ve sonuçların yetersizliğine ve sınırlılığına örnek olması
açısından 12 Ocak 2014 tarihinde basında çıkan Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanı’nın “para var, proje yok” açıklaması verilebilir. Kamu kaynaklarınca
sunulan finansal destek miktarlarının giderek arttırılmasına karşın, firma ve
kuruluşlarca geliştirilen proje hacminin(burada salt nicelik açısından bir
değerlendirme yapılmakta, nitelik değerlendirmesine hiç girilmemiştir) oldukça
yetersiz kalmış olması, var olan kapasitenin yeterince değerlendirilememiş
olması sorgulanmaya değer bir konudur. Bu konuda gelişme sağlayabilmek için, öncelikle
yenilik sürecinde yer alan kuruluşlarda yenilik
ve Ar-Ge gereksinimi bilinci, farkındalığı yaratılmalı ve yeterli istem (talep)
oluşturulmalıdır. Sonrasında, konulan hedeflere ulaşmada etkili olabilecek
içsel ve dışsal ögeler bütünsel bir bakış açısıyla ele alınmak durumundadır. Bu
öğelerin en başta gelenlerinden birisi de şu ana kadar ülkemizde yeterince
üzerinde durulmayan, kurumsal bellek diye de niteleyebileceğimiz “teknolojik ve
kurumsal yetkinlikler” dir. Ar-Ge ve inovasyon yatırımları, ancak kurumsal yetkinliklerin yükseltilmesi ile
desteklendiği durumlarda üretkenlikte ilerlemeler sağlanabilmektedir.
Yeni bir fikrin ortaya çıkması,
ürünün geliştirilmesi, kullanıma sunumu vb. şeklinde özetlenebilen inovasyon
sürecinde; “yönetsel etkinlikler”, “yürütülen projeler” ve “destek
etkinlikleri” başlıca içsel ögeler arasındadır. Karşılıklı etkileşim içinde
bulunulan önemli bir dış etken ise “ işbirlikleri ve ağ yapılanmalar” dır. Bu
öğelerde içerilen “kurumsal ve teknolojik yetenekler” temel olarak üç alt
başlıkta incelenebilir: İnsan kaynakları
(İK), Kurumsal Yetenekler, İşbirlikleri ve Ağ Yapılanmalar.
Teknolojik yeteneklerin firma ve
kuruluşlarca yurt içinde geliştirilmeleri temel olmakla birlikte, makinalara ve
donanıma gömülü olarak ve bilgi teknolojileri olarak yurt dışından transfer
edilmek yoluyla edinilmeleri de mümkündür. “Kurumsal yeteneklerin” ise bir
kısmının ülke dışından edinilmesi olanaklı olmakla birlikte, önemli bir
bölümünün aktarımı (transferi) çok güç, hatta olanaksız olup; ülke içindeki
sanayi kuruluşları (firmalar) , üniversiteler ve araştırma kuruluşları
tarafından özellikle geliştirilmesi gereği, olmazsa olmaz bir koşuldur. Özellikle, insan
kaynakları, yönetim yetkinlikleri benzeri kurumsal yetenekler ile işbirlikleri
ve ağ yapılarda saklı yeteneklerin aktarımı oldukça güçtür.